her eşyanın bir yeri var hayatımda. handiyse bazıları ruhuyla yaşıyorlar başucumda. varlıklarıyla yaşantım daha renkli, daha 'ben', gibi daha rahat…
işte bazıları:
bilgisayarım: parmaklarımın ucunda gözümün önünde dünyaya açılan kocaman bir pencere gibi. hele internet sayesinde keşif aracım… aynı zamanda yazdığım bir çok şeyi biriktirdiğim gizli hazine sandığım…
okuma koltuğum: mütemmim cüzü okuma lambamla beraber kendimi en çok ait hissettiğim makamım…
kalemliğim: babamın yıllar önce kullandığı botu…içinde kurşun kalemlerim, dolma kalemlerim ve pipolarım sıralarının gelmesini beklerler..
çalışma masam: eski ama güzel…çekmeceleri elimin altında durması gereken her araç-gereci saklar durur. üstü eprimiş bir deri.her dokunuşumda parmak uçlarımı okşar gibi sanki o dokunur bana benim ona dokunacağıma…
çantam: ziya ağabeyimin hediyesi…alameti farikası gön. fazla söze ne hacet. ağırdır ama taş gibi sağlamdır…aman nazar değmesin…
kitaplığım: didi tasarladı, gürcü atilla yaptı sağolsunlar… odamın duvarında boydanboya kaplayan koskoca bir fetiş benim için.
moleskine defterlerim: hepsi aynı boy aynı cilt. başlayıp yarım bıraktıklarım da var aralarında. santim santim doldurduklarım, yetmeyenlerim de. gezi notlarımı saklayanlar da var henüz paylaşılmaya hazır olmayanlarım da…
ev ayakkabılarım: çok eskidiler ama vazgeçemem. terlik giymeyi oldum olası sevmedim. giyildiğinde de garipserim. öksesi olmayan bir ayak-kabı'nın varlığına ne gerek…benim kuzularım yumuşacık ve sıcacık…
columbus ve diamine: ikisi kardeş gibidir. diamine columbus'un içine dolar, columbus divitiyle kağıda içini döker… yıllarını sağ elimin işaret, orta ve başparmağımın arasında geçirdiler, varolsunlar…
fotoğraf makinam: vizör'ün ardından görmeyi öğretiyor bana. ağır işçi. görmenin gizemini çözebilmem için daha ondan öğrenecek çok şeyim var.
kadife pantolonum ve yeşil ceketim: üniversite yıllığında bir arkadaşım yazmıştı: bunlar benim üniformam sanırım. içinde kendimi iyi hissettiğim kılığım…
tesbihim: kısa bir süre oldu hayatıma gireli. meğer ne beklemişim ben bu lapis'i…ağırlığı ve sesi ile yarattığı meşguliyete binaen açtığı zihin boşluğu… iç sesime eşlik eden ritmin müzisyeni.
telefonum: herhalde artık onsuz olmazım. yeri geldiğinde yukarıdaki her "şeyin" küçük bir parçası. sadece iletişim aracı değil, akıl defterim…