top of page
Yazarın fotoğrafıGürkan Platin

Ciğerci Şaban....

Güncelleme tarihi: 8 Kas


Sanırım 1o yıl kadar önceydi...


Müjdat Ağabey uzun zamandır ballandıra ballandıra Küçük Sanayii'deki ciğerciyi anlatıp duruyordu. Bulduk bir fırsatını ve kendimizi Ciğerci Şaban'ın her geçen gün büyüyen barakasının önüne attık.

Müjdat giderken beklentiyi yüksek tutmamam gerektiğini, buranın basit bir esnaf lokantası olduğunu ama ciğer konusunda ayırd edici farkını ilk tadımdan itibaren anlayacağımı anlatıp durdu. Böylece hem beni ortama hazırlıyor hem de haklılığını kabul etmeme zemin oluşturmaya çalışıyordu.



Sanayiinin ortasında atölyelerin içinde gerçekten de peyderpey büyütüldüğü dışarından bile belli olan sade mütevazi bir lokanta Şaban'ın yeri. Girişte bir pilav arabası var. Ya girerken sade ya da domatesli pilav siparişini kendin veriyorsun ve hemen oturduğun gibi servise hazır ediliyor ya da oturur oturmaz gençten bir arkadaş gelip 'pilavını nasıl istediğini' soruyor...

Masaların hepsi aynı...Ahşap, parklarda görülen aile boyu piknik masalarından. Boş bulduğun yere oturuyorsun. Öyle bir masayı kendi başına işgal etmek falan abes karşılanacak kadar küçücük bir mekan. Oturduğun gibi başka bir servis elemanı daha başına geliyor hemen bir kâğıt sofra örtüsü seriyor önüne, plastik çatal kaşık ve ekmek servisini yapıp kutsal soruyu soruyor :

' Ne içerisin abim? '

Öyle çok çeşit yok tabii ki : su, ayran, meşrubat....

İçecek siparişinin ardından daha ağzını açmadan hemmen bir tabak soğanlı, domatesli porsiyon ciğerin geliyor...

Pilavını da geldi bil...

Çala kaşık dalıyorsun sofrandaki doyumsuz menüye...

İlk tadımdan itibaren damağında her daim anımsayacağın pamuk kıvamındaki enfes lezzetin yarattığı halusunasyona gömülüyorsun.... Becerebilirsen ağzını şapırdatmadan ye de görelim...

Neyse efendim, mevzuumuz Mehmet Yaşin ya da Vedat Milör misali gurmelik değil... Karnımızı doyurmaya geldik...gelmesine de bir garip yürüyor bu dükkanda işler...

Başlangıçta uyanmamıştım duruma... Pilavcı ile ciğer tezgahı farklı 'işletmeler'... Ciğerci pilav işini 'outsource' etmiş... Pilavcı bizim sokaklarda görmeye alışık olduğumuz bildiğiniz pilav arabasıyla Pilavcı Osman... Şaşırıyorsun evvela...

Çay ocağı var hemen yan tarafta... O da aynı Osman gibi Ciğerci Şaban'ın komşusu ama yine taşeron durumda...

Dayanamadım sordum kasadaki Şaban'a: 'Yahu birader niye sen pilav ve çay işini kendin yapmıyorsun??'

Cevap çok net : 'Herkes bildiği işin en iyisini yapacak abim!... Ben ne pilavdan anlarım ne çaydan..Benim tek işim bu nimet, ciğer işte...'

İşletmede her şey o kadar basit ve sade ki. Masa düzeni standart ve tek kullanımlık, servis saniyeler mertebesinde hızlı, hesap ödeme hakeza öyle... Lezzet desen pilavı ayrı güzel ciğeri anlatılmaz yaşanır.. E en son bir de üzerine çay içmeye doyamazsın...Vesselam kısacık süre içerisinde küçücük bir öğle yemeği bütçesi ile lezzet havuzunda boğulmakla kalmayıp sıkı bir işletme dersi alıyorsun Şaban'dan...

Helal olsun Şaban'a...


Fazla söze ne hacet:

1.İyi olduğun işin en iyisini yap,

2.İşini sade ve basit tut,

3.Standartların tanımlı ve net olsun,

4.Yapabiliyorsan işinin tamamlayıcı parçalarını işinin ehline devret...

Meraklısına kısa bir not: Bugün Şaban'ın "yeni" mekanın önünden geçtim... Görünen o ki küçücük barakadan doğan Ciğerci Şaban işleri fena büyütmüş;)

afiyet olsun ve bol satışlar,


platin,g.


28 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kommentarer


bottom of page