Bu ayın kitabı: Kapalıçarşı Cinayeti
Yazarı Esra Türkekul hakkında yaptığım ilk araştırmada karşıma çıkan haber karşısında donakaldım. Rastgele karşıma çıkan bir hikayeyi sular seller gibi bir dille kaleme alan yazarı Esra Türkekul ne yazık ki daha bundan birkaç ay önce vefat etmiş... ekşi'den öğrendiğim eğer doğruysa vefatı çok acı biçimde bir intiharla olmuş. Hay Allah! Bu durum yazarı daha da çok merak etmeme neden oldu ya neyse... (kendime not: yazarı hakkında neler var nette bir bakalım)
Çok sevimli, sıcak kanlı bir tur rehberi -aynı zamanda kitabın dedektifi- olan Berna karakterinin dilinden Kapalıçarşı'da işlenen cinayetini konu alan kitap bir solukta bitiveriyor. Cinayetin düğümünü kitabın sonuna kadar ustaca saklamayı beceren yazar, her bir bölümün sonunda okuyucunun zihninde yeni bir soru işareti ile merak uyandırmayı da ihmal etmiyor.
Kitabın kurgusu, samimi dili, karakterleri işleyişi, mizah duygusu yavaş ama etkili bir girdap gibi kendisine çekiyor ve elinizden bırakamıyorsunuz. Gündelik hayatta sıkça kullandığım birkaç ifadeyi Berna'nın da kullandığına şahit olmak gülümsetti... "laz müteahhit-şaşı kalfa; akmasa da damlar..."
Ahmet Ümit'in Başkomiser Nevzat serisinden sonra handiyse Türk polisiye yazarların arasında en beğendiklerimin arasına giriverdi hemencecik.
İlgilisine bir not da düşelim: kitabın storytel'de sesli versiyonu da mevcut...Hani olur da yolda-belde, uzanmış yatakta, mutfakta yemek yaparken vs. kitabın seslendirilmiş versiyonunu da dinleyebilirsiniz.
Sanırım sıradaki kitap da hemen belli oldu: Yine Esra Hanım'ın kaleminden dökülmüş Cadıbostanı Cinayeti... Meraklısı için, bu kitap bittiğinde belki spoil vermeden biraz daha detaylı bir şeyler paylaşırım...
Comments